7 Ocak 2012 Cumartesi

Otlak problemi ve otlatma düzeni

Otlak problemi ve otlatma düzeni
Daha karlı ve daha verimli büyükbaş hayvanların yetiştirilebileceği ve değerli bitkilerin üretilebileceği kuvvetli topraklar koyunculuk için kullanılmaz. Buna karşılık zayıf topraklı ve verimsiz öyle bölgeler olabilir ki buralardan en yüksek randıman ancak koyun yetiştirme yolu ile elde edilebilir. Koyunculuk genel olarak ekstansif bir işletme şeklini ifade eden ve otlatma sorunu koyunculuğun başlıca konularından biridir. Gerçi dar arazi üzerinde elden yoğun yem vererek süt tipi koyun bazende et tipi koyunlar yetiştirilmekte, yani entansif koyunculuk yapılmaktadır. Fakat bunlar özel durumlardır. Genel durum şudur ki, otlak koyun yetiştiriciliği ve koyunculuğun gelişmesi için ilk koşuldur.
Koyun yetiştiriciliğinde özel şahıs mali bağımsız otlağa sahip olduğu takdirde iş çok kolaylaşır ve haşarı yüksek olur. Ancak birçok durumlarda otlak otlatma alanlarından birlikte yararlanma zorunluluğu ortaya çıkar. Bu takdirde otlatma bakımından işbirliği yapılması, otlaklardan en iyi şekilde yararlanmaya yardım eder. Otlatma bakımından işbirliği özellikle küçük ölçüde koyun yetiştirenler arasında görülür. Örneğin İspanya’da küçük koyun sürüsü sahipleri çayır ve otlaklardan birlikte yararlanmaları temeline dayanan bir otlatma geleneği eskiden beri görülür. Bu amaçla çıkarılan yasalarda bir hektara düşen koyun sayısı ile meraların otlatma sırası kararlaştırılmıştır. Her kişi ortalama 20 baş koyun ile bölgenin sürüsüne katılır. Ortak çoban tutulur ve koyun başına çoban parası ödenir.
Otlatma bakımından diğer bir işbirliği şekli de yaz ve kış otlaklarının ayırt edilmesinde görülür. Ortak yararlanılan otlaklardan bir kısmı yazın boş bırakılır, kışa ayrılır ve koyunlar yüksek yerlerdeki yaz otlaklarına çıkarılır. Belli bir mevsimde hoş bırakılan otlağa kimse koyun sokmaz. Otlakların dinlenmesi ve bol ot yetişmesi için bu çok yararlı bir yoldur. Turkiye’de hem köy orta malı ortak otlağa ve hem de yaz ve kış otlağı örneklerine rastlamak tayız. Ancak, bizde bu konular devamlı ve düzenli bir ilkeye bağlanmamıştır. Otlakların düzensiz otlatılması büyük tahribata ve ziyana neden olmaktadır. Kimi köylerde kendi çevresinde örnek sayılacak düzenler konmuşlardır. Köy orta malı otlak sistemi bugünkü Türkiye hayvancılığında en büyük sorun olarak çözüm beklemektedir.
Batı Almanya’da kimi bölgelerde, küçük koyun sürüsüne sahip yetiştiriciler kendi aralarında kurdukları kooperatifler yolu ile, koyunlarını ortak otlatma düzeni kurmuşlardır. Bu düzende her yetiştirici bir ya da birkaç pay ile kooperatife katılmaktadır. Bir pay 12 baş koyundan oluşur. Bu kooperatifler daha çok tarlaları gübreleme ve koyun gübresi elde etme yolu ile kazanç sağlamaktadır. Yazın ortak otlatma uygulandığı gibi, kışın otlak olmadığı zamanlarda ortak ağıllarda sürüleri barındırarak ortak yemleme sistemi uygulanır. Bavyera bölgesinde Alp otlaklarından yararlanmak için de yine ortak otlatma sistemi uygulanır. Aynı durum, İsviçre ve Avusturya’da da görülür. Yılların geçmesiyle bu bahsedilen sistemlerde değişiklikler olması beklenebilir.
İsrail’de ortak otlatma sadece göçmenlerin yerleştirildiği yeni kurulmuş köylerde, ailelerin 5-10 baş koyunu bulunması halinde uygulanır. Ortak çoban her ailenin koyunlarını sabahları toplar, otlatır ve akşamları sahiplerine iade eder, çobanın da kendisine ait bir miktar koyunu vardır. Çoban her koyun başına bir miktar para alarak bütün yıl bu otlatma işini yürütür. Yüksek süt verimli İvesi yetiştiren çiftçiler kendileri özel otlaklar yaparlar.
Süt tipi koyun yetiştiriciliğinin ön planda yer aldığı bağ—bahçe bölgelerinde de ortak otlatma gereksinimi büyük ölçüde duyulur. Her ailenin bağ-bahçe kenarında ya da evinin avlusunda beslediği 3—5 koyunun ortaklaşa kurulan civar otlaklarda otlatılması ve böyle otlakların bakım ve ıslahı süt tipi koyun yetiştiriciliğinde önemli bir konudur. Akdeniz ülkelerinde bunun örneklerine rastlamaktayız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder